BİR HAYALİN FOTOROMANI

1988 yılı, Haziran ayıydı sanırım. Üniversiteyi bitireli dokuz ay olmuş, altı ay boş gezdikten sonra ilk işime girmiştim. O yıl, ilk kez kendi kazandığım parayla tatil yapacaktım ve bu tatili planlamanın hoş telaşı içindeydim. “Nereye gideyim?” diye düşünürken o yıllarda daha pek az kişinin bilip uyguladığı bir “Mavi Yolculuk” yapmaya karar verdim.

Bodrum’da bu işi yapan bir şirkette yerimi ayırttım ve topu topu “7 gece 7 gün” kadarcık bir sürede de olsa, o muhteşem ‘Gökova Koyları’ ile tanışmam gerçekleşmiş oldu..

TRİLYE SEFERİ

29.05.2010-Cumartesi, 10:22 'sularında Efendi Kaptanla birlikte 6 mürettabat 3 miço, Pendik Marina'dan demir aldık.. Marmara'daki 35+35 70 Millik en uzun ilk seferimiz bu.

Ersin Kaptan, ekrandaki digital haritaya rağmen biraz da bize öğretmek amacıyla haritayı çıkartıp masaya yatırdı.
243 Derece bozburun fenerine oradan da 171 derece Bozburun Feneri -Trilye istikametinde birer çizgi çekti.
Aysel ve Fatoş kahvaltıyı hazırlarken rotaya burnumuzu vermiş yola koyulmuştuk bile.

SEDEFADASI ve LODOSTAN KAÇIŞ

15 Mayıs Cumartesi günü kapalı hafif poyrazla güne başlayan bir havada, bir eğlence ve mangal gezisi yapmak amacıyla saat 11:00 sularında Marina'dan çıktık.

BOĞAZIN KÖPÜKLERİ

Bak,
Lacivert denizlerde beyaz bir köpük kadar ömrün..
Belki bu,
Son gemilerden biri,
          Bu kadar içinden

               Bu kadar yakın gördüğün.
Çırpınma boş yere,
Öyle hassas tartmaz bu tartı,
          Bir akşam güneş batar,
                       Kapatır perdeyi,
            Çirkin çığlıklar atarak,
                                  Bir cüce martı.
İBÇ/İstanbul

ARSİMA MAKYAJ TAZELEDİ

Ve makyajının ardından suya indi..

ARSİMA VE YOSUN

Arsima'nın karadaki halleri ;

Bizim utangaç kız karada ;

Oooo yanına kim gelmiş ?

Dünya'yı iki kere dolaşmış ablasıyla , kimbilir

aralarında neler konuşuyorlar . Arsima Dünya'yı

dolaşırken nelerle karşılaşacağını soruyordur

belkide , kimbilir !!!!!

Dünya denizleri onu çok yormuş ,

ama gururlu

eh artık onunda biraz bakıma ihtiyacı var

bizim kız yeni yüzünü göstermeye başladı

makyaj ona yaramış

az kaldı kızım sabırsızlanma.!!!

güvertedeki tikleride silince denizdeyiz

ARSİMA’yı daha güzel bir kız yapmak için Pendik Marina’da karaya aldık.

4 Ocak 2010’da ARSİMA’yı dış borda ve zehirli boyasını yenilemek , güverte üstü TİK’lerini zımparalamak için karaya aldık.Yaklaşık 7-8 günde bu işleri bitirmeyi planlıyoruz.

Tekne sudan çıkınca daha 6 aydır suda olmasına rağmen bir miktar kekamoz yapmaya başladığını gördük. Bu kadar kısa sürede kekamoz başlamasının Pendik limanının organik kirliliğinin yüksek olması veya tam tersi bu limanın deniz otobüsleri , feribotlar , balıkçı tekneleri ile çok işlek bir liman olması ve bu nedenle de liman içinde oksijen fazlalığından kekamoz üremesini artırmış olabileceğini anlayamadık. Karaya alınca ilk iş , daha yere bile koymadan basınçlı su ile tüm gövdeyi yıkayıp teknemizi kekamozlardan arındırdık.

Borda boyası yine aynı renk (oyster white) İnternational marka , zehirliyi ise bu defa yelkenler ve fleto renkleri ile daha uyumlu olsun diye Tekno Marin’den Light Gren olarak seçtik ve daha uzun süre tekneyi korusun diye de astar + 3 kat olarak uygulayacağız.

Tekenenin Ekim başında İstanbul’a gelmesinden sonra bu ilk hafta sonumuz teknesiz , bakalım ne yapacağız?

Bu manzarayı görünce, Buzhanenin solunda bulunan
Eski Sinop tersanesindeki, teknelerin karaya
halatlar ve yağlı kalaslar üzerinde kaydırılarak
"Yisa!, Yisa! nidalarıyla çekildiği 'ırgat' ları hatırladım..
Hey gidi hey!..