
4 Ocak 2010’da ARSİMA’yı dış borda ve zehirli boyasını yenilemek , güverte üstü TİK’lerini zımparalamak için karaya aldık.Yaklaşık 7-8 günde bu işleri bitirmeyi planlıyoruz.

Tekne sudan çıkınca daha 6 aydır suda olmasına rağmen bir miktar kekamoz yapmaya başladığını gördük. Bu kadar kısa sürede kekamoz başlamasının Pendik limanının organik kirliliğinin yüksek olması veya tam tersi bu limanın deniz otobüsleri , feribotlar , balıkçı tekneleri ile çok işlek bir liman olması ve bu nedenle de liman içinde oksijen fazlalığından kekamoz üremesini artırmış olabileceğini anlayamadık. Karaya alınca ilk iş , daha yere bile koymadan basınçlı su ile tüm gövdeyi yıkayıp teknemizi kekamozlardan arındırdık.

Borda boyası yine aynı renk (oyster white) İnternational marka , zehirliyi ise bu defa yelkenler ve fleto renkleri ile daha uyumlu olsun diye Tekno Marin’den Light Gren olarak seçtik ve daha uzun süre tekneyi korusun diye de astar + 3 kat olarak uygulayacağız.


Tekenenin Ekim başında İstanbul’a gelmesinden sonra bu ilk hafta sonumuz teknesiz , bakalım ne yapacağız?
Bu manzarayı görünce, Buzhanenin solunda bulunan Eski Sinop tersanesindeki, teknelerin karaya halatlar ve yağlı kalaslar üzerinde kaydırılarak "Yisa!, Yisa! nidalarıyla çekildiği 'ırgat' ları hatırladım.. Hey gidi hey!..